Homeopati, 1790’lı yıllarda Alman Doktor Samuel Hahnemann tarafından geliştirilen, “Benzer benzerini tedavi eder” ve “Minimum doz yasası” teorileri ile geleneksel tıp yöntemlerinden ayrılan tamamlayıcı veya alternatif tıp tedavisi yöntemidir. 

Homeopati nediri daha iyi anlayabilmek için homeopatinin keşfine bakmakta yarar var… 

Hahnemann, 1755 yılında Almanya’da doğmuş ve tıp eğitimi almış bir doktordu. Homeopatinin keşfine giden süreçte, Hahnemann’ın tıbbi uygulamalardan duyduğu memnuniyetsizlik ve alternatif tedavi yöntemleri arayışı büyük rol oynamıştır. Hahnemann, tıbbi ve kimyasal metinlerin çevirisini yaparak geçimini sağlıyordu. 1790 yılında, William Cullen’in “Materia Medica” adlı eserini Almanca’ya çevirirken, Cullen’in kınakına ağacı (Cinchona officinalis) hakkındaki açıklamaları ilgisini çekti. Cullen, kınakına kabuğunun sıtmayı tedavi ettiğini belirtiyordu. Hahnemann, Cullen’in açıklamalarından tatmin olmayarak kınakına kabuğunun etkilerini kendi üzerinde denemeye karar verdi. Kınakına kabuğunu alarak kendisinde sıtma benzeri semptomlar geliştirdiğini gözlemledi. Bu deney, Hahnemann’a “similia similibus curentur” (“benzer benzeri tedavi eder”) ilkesini düşündürdü.

Similia Similibus Curentur İlkesi:

Hahnemann, bir hastalığı tedavi etmek için kullanılan ilacın sağlıklı bir insanda benzer semptomlar oluşturabileceği fikrini geliştirdi. Bu ilke, homeopatinin temelini oluşturur. Hahnemann’a göre, hastalık semptomlarına benzer semptomlar üretebilen maddeler, hastalığın tedavisinde etkili olabilirdi.

Potentizasyon ve Seyreltme:

Hahnemann, ilaçların yüksek dozlarda toksik olabileceğini fark etti. Bu nedenle, ilaçları güvenli ve etkili hale getirmek için ardışık seyreltme ve çalkalama (potentizasyon) yöntemini geliştirdi. Bu yöntemle, ilacın etkisi arttırılırken yan etkileri azaltılıyordu.

Neden Homeopati

Günümüzün insanları kronik hastalıkların, yanlış bilgilendirilmelerin ve sağlıksız yaşam koşullarının altında bir hayat sürmeye mecbur edilsede, temelleri 200 yıldan fazla bir zaman önce atılan homeopati sayesinde insanlık belkide ilk günkü gibi fabrika ayarlarına dönme şansına sahip olabilecektir. 

Homeopati, Samuel Hahnemann’ın bir gün bir kitap çevirisi sırasında okuduğu bir cümleden yola çıkarak “benzer, benzerini tedavi eder” prensibini bulması ve bunun üzerine kendi üzerinde yaptığı çalışmalar ile yıllar süren emeğin sonucunda bilimsel çerçeveye oturtulmuş bir tedavi yöntemi olarak homeopatiyi tüm dünyaya armağan etmiştir.

Homeopati tedavisi, hastalığın semptomlarını tedavi etmek için çok düşük dozlarda doğal maddeler kullanarak, vücudun kendi kendini iyileştirme yeteneğini desteklemeyi amaçlar. Homeopatik tedavi, genellikle birkaç aşamadan oluşur ve hastanın bütünsel olarak değerlendirilmesini içerir. Genel olarak bir homeopati tedavisinin nasıl yapıldığına dair adımlar:

Adım Adım Bir Homeopati Tedavisi Nasıl Olur

1. İlk Konsültasyon

• Ayrıntılı Anamnez (Tıbbi Geçmiş): Homeopat, hastanın tıbbi geçmişini, mevcut semptomlarını, yaşam tarzını, beslenme alışkanlıklarını ve duygusal durumunu ayrıntılı bir şekilde sorgular. Dr. Neslihan Gülmez kliniğinde yaklaşık 10 sayfadan oluşan kapsamlı bir anamnez uygulaması olmaktadır. Hastaya verilen anamnez formu doldurulduktan sonra, asistan görüşmesi gerçekleştirilir, daha sonrasında ise doktor görüşmesi gerçekleştirilerek tüm bilgilerin tam doğrulukla alınması sağlanır.
• Bütünsel Yaklaşım: Homeopat, hastayı sadece fiziksel semptomlar açısından değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal durumları açısından da değerlendirir.
• Semptomların Özelleştirilmesi: Homeopat, semptomların ne zaman başladığını, nasıl geliştiğini ve hangi faktörlerin semptomları artırıp azalttığını belirlemeye çalışır.

2. Remedi (Homeopatik İlaç) Seçimi

• Similia Similibus Curentur İlkesi: Homeopat, hastanın semptomlarına en benzer semptomları üreten maddeyi seçer. Bu ilkeye göre, benzer benzeri tedavi eder. Özetle hastanın sahip olduğu semptomların tümüne cevap verecek bir homeopatik ilacı seçmeye çalışır.
• Repertuar ve Materia Medica Kullanımı: Homeopat, hastanın semptomlarını analiz etmek ve uygun ilacı belirlemek için homeopatik repertuar ve Materia Medica kullanır.

3. Dozaj ve Potens Seçimi

• Potentizasyon: Homeopatik ilaçlar, yüksek derecede seyreltilir ve her seyreltme adımında çalkalanır. Bu işlem, ilacın terapötik etkisini artırırken toksisitesini azaltır. Homeopatide remediler (ilaçlar) çeşitli potenslerde üretilmiştir, C30, C200, C12 gibi daha düşük ve daha yüksek seyreltme oranlarına sahip ilaçlar bulunmaktadır. 
• Uygun Potens: Homeopat, hastanın durumu ve semptomlarının şiddetine bağlı olarak uygun potens (seyreltme derecesi) ve dozajı belirler.

4. Tedavi ve İzleme

• İlaç Verilmesi: Hastaya belirlenen homeopatik ilaç verilir. Remediler genellikle şeker granülleri yada seyreltilmiş damla solüsyonu şeklinde olabilir.
• Gözlem ve İzleme: Homeopat, tedavi sürecini yakından izler ve hastanın semptomlarının nasıl değiştiğini takip eder. Düzenli takip randevuları ile hastanın durumu değerlendirilir.

5. Tedavi Süresince Ayarlamalar

• Geri Bildirim ve Değerlendirme: Hastanın tedaviye verdiği yanıt gözlemlenir. Eğer semptomlarda belirgin bir iyileşme yoksa veya yeni semptomlar ortaya çıkarsa, homeopat tedavi planını ve ilaç seçimini yeniden değerlendirir.
• İlaç Değişikliği veya Ayarlama: Gerektiğinde, homeopat ilacın dozajını, potensi veya türünü değiştirebilir.

6. Sonuçlar ve Uzun Dönem Yönetim

• Semptomların İyileşmesi: İdeal olarak, hastanın semptomları azalır veya tamamen ortadan kalkar. Homeopati, semptomları yönetmenin yanı sıra genel sağlık ve iyilik halini artırmayı hedefler.

Görüldüğü gibi bir homeopati tedavisinde aşama aşama nelerin olabileceği yukarıda yer almaktadır. Her hastanın durumu kendisine özel olması sebebiyle seçilen homeopatik ilaçlar ve iyileşme süreleri farklılık göstermektedir. Ayrıca hastanın kendisini takip etmesi konusundaki dikkati ve özverisi de tedavinin başarısını arttıran faktörler arasında yer almaktadır. 

Homeopat ziyareti sırasında ne olur?

Homeopat’ı ilk ziyaretinizin süresi daha önce alışmış olduğunuz doktor ziyaretlerinden çok farklı olacaktır. Homeopati’de hastalık değil hasta iyileştirilmektedir ve bu tedavinin bütüncül olabilmesi için homeopat doktor size zihinsel, fiziksel ve duygusal seviyeleriniz ile alakalı çok miktarda soru soracaktır. Bunlara ek olarak aile geçmişiniz ve rüyalarınız gibi diğer konularla birlikte kapsamlı bir anamnez yapılacaktır. Ayrıca yaptırmış olduğunuz tahliller ve istenilen bazı tahlillerle, homeopat doktorunuz sizi tedavi edebilmek için her türlü bilgiye sahip olmak isteyecektir.

Hangi hastalıklara ve durumlara iyi yanıt verir?

Homeopati ile tedavi edilen hastalıklar konusunda, çocukluk çağı ishali, orta kulak iltihabı (kulak enfeksiyonu), astım, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, menopoz semptomları (sıcak basması gibi), ağrı, alerjiler, üst solunum yolu enfeksiyonları, ağrılı kasların tedavisinde yardımcı olabileceğini göstermektedir. Ayrıca soğuk algınlığı ve grip. e uzmanlaşmıştır. Birkaç çalışma, kanser hastaları arasında semptomların giderilmesinde ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde homeopatinin bir rolü olabileceğini düşündürmektedir. 

Homeopatik ilaçlar seyreltildikleri için genellikle yan etkileri yoktur. Bununla birlikte, bazı insanlar homeopatik bir tedaviye başladıktan kısa bir süre sonra daha kötü hissettiklerini bildirmiştir. Homeopatlar bunu, vücudun sağlığı iyileştirmek için çaba sarf ederken geçici olarak semptomları uyarması olarak yorumlar. Ciddi hastalıkları olan kişilerde semptomların bu geçici şiddetlenmesi çok zararlı olabilir. Ciddi bir fiziksel veya zihinsel hastalığınız varsa, homeopatiyi yalnızca eğitimli bir uygulayıcının rehberliğinde kullanmalı ve sağlık ekibinizdeki herkesi, aldığınız homeopatik ilaçlar hakkında bilgilendirmelisiniz.

Yeterince seyreltilmiş homeopatik ilaçların geleneksel ilaçlarla etkileştiği bilinmemektedir, ancak şu anda reçeteli ilaçlar alıyorsanız, homeopatik ilaçlar kullanmayı düşünüyorsanız doktorunuza danışmalısınız.