Otizm ve Homeopati Tedavisi

Otizm konusunda alternatif ve doğal tedavi arayışında olanlar için en çok tercih edilen yöntemlerden birisi homeopati tedavisidir. Bu yazımızda otizm hakkında genel bilgileri verdikten sonra homeopatik olarak otizme bakışı ve bu konuda kullanılabilecek homeopatik semptomları yani rubrikleri, sonrasında ise homeopati ile tedavi edilmiş otizm vakalarından örnekler vereceğiz…

Otizm

Otizm’in ilk dönemlerinde bunun bir psikiyatrik hastalık olduğu düşünülmekteydi. Yine otizmin çocukluk çağı şizofrenisi, psikolojik bozuklukları yada kişilik bozuklukları ile karıştırılması söz konusuydu. İlerleyen çalışmalar neticesinde bu durumların büyük çoğunluğu netliğe kavuşmuş durumda.

Otizm nedir sorusuna cevap vermek istersek; Otizm, bir çocuğun sosyal etkileşim, iletişim ve davranışında değişen derecelerde bozulma ile karakterize edilen bir bozukluktur. Bu ciddi gelişimsel bozukluk doğumda ya da hayatın ilk iki buçuk yılı içinde başlar. Çoğu otistik çocuk görünüş olarak tamamen normaldir. Çocuğun yaşamının erken döneminde bu gelişimsel bozukluğu teşhis etmek zordur. Ebeveynler ilk fark eden kişiler olmaktadır. İlk başta kazandığı o az miktardaki konuşmayı kaybetmesiyle birlikte sosyal etkileşimlerden çekilmeye başlaması ve tepkisiz davranış sergilemesi, ebeveynleri bu bozukluk için bebeğini doktora götürmeye yönlendirebilir. Otizm günümüzde artık otizm spektrum bozukluğu olarak adlandırılıyor çünkü bu hastalığın belirtileri arasında büyük farklılıklar var. Bu bozukluk hafiften şiddetliye kadar değişebilir. Hafif formuna Asperger sendromu denir. Pervasif gelişme bozukluğu (PDD) olarak sınıflandırılabilir ve çocuklarla ilgili olabilir; otistik spektrum bozuklukları (ASD) ise yetişkinleri etkileyebilir.

Dünyadaki görülme sıklığı

Birçok yıl boyunca otizm nadir görülen bir durumdu – her 10.000 canlı doğuma karşı yalnızca beş çocukta görülüyordu. Ancak 1990’lı yılların başında otizmin dünya genelindeki oranı katlanarak arttı ve oranlar 10.000’de 60’a kadar yükseldi. Erkekler kızlardan dört kat daha fazla etkileniyor. 2007 yılında Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), her 150 çocuktan birinin otizm tanısı aldığı bildirdi. Bu tür verilerin varlığı sonrasında tüm çocuklar 18 aylıkken ve 2 yaşındayken otizm açısından taranmalı ve ebeveynler otizm spektrum bozuklukları konusunda endişe duyarsa (gelişim gecikmesi belirtisi göstermeseler bile) herhangi bir zamanda taranmalıdır. Otizm’de müdahale yaşı sonucu doğrudan etkilemektedir, genellikle bir çocuk ne kadar erken tedavi edilirse, prognozu o kadar iyidir.

Otizmin nedenleri

Otizmin gerçek nedeni çok net değildir. Araştırmalar devam etmekte ancak araştırmacılar hala spesifik nedenleri konusunda bir sonuca ulaşamadılar. Bugün bildiğimiz kadarıyla hiçbir hastalık tek bir nedenden dolayı ortaya çıkmaz. Hastalığın kökeni veya nedeniyle ilgili faktörler vardır. Diyabet, hipertansiyon, guatr vb. tüm hastalıklar kökenlerinde multifaktöriyel özellik taşır. Hastalığın multifaktöriyel nedeni veya yaygın olarak bilinen Epidemiyolojik Triad (ajan, çevre ve konak) olmaktadır.

Otizmin semptomları

Otizmle ilişkili üç özelliği tanımlar:

  1. Sosyal etkileşimde bozulma – Öncelikle, zayıf göz teması ve akranlarla kötü etkileşim gibi sosyal beceri bozuklukları vardır.
  2. İletişim – İkinci olarak, konuşma, dil ve iletişim sorunları ebeveynler için büyük bir endişe kaynağıdır.
  3. Davranış – Üçüncü olarak, hiperaktivite, öfke patlamaları, zayıf dikkat süresi, azalmış konsantrasyon ve zayıf odaklanma gibi davranışsal sorunlar vardır. Çocuk hiperaktif olduğunda veya odaklanamadığında öğrenme mümkün değildir. Ayrıca davranış ve iletişim sorunları, dışsal değil içsel bir nedenden kaynaklanabilir ve bu neden düzeltilmelidir.

Otistik Spektrum Bozukluğunda Gözlemlenebilecek Eksiklikler

Bebekler ve okul öncesi çocuklar için Bebeklerinizin yapması gereken şeyler:

Size gülümsediğinizde size geri gülümseme. Gevelemeler yapması. Yüzünüze bakmaya ilgi gösteriyor. Kilo alımı uygun şekilde. Genellikle yuvarlanabilir. Her iki tarafta da belirgin bir zayıflık yok. Kafa düz – her zaman bir tarafa eğik değil. Gözleri şimdi düz. Düzenli bağırsak hareketleri yapıyor.

6 aylıkken kısa süreliğine destekle oturabilir. Yiyeceğe ilgi göstermeye başlıyor. Yuvarlanıyor. 9 aylıkken emeklemeye başlar. Ayrıca desteksiz oturabilir. Çoğu gece düzenli olarak uyuyor. Size konuştuğunuzda gözlerinize bakıyor. Size söylenenlerin çoğunu anlayabiliyor.

Yaklaşık 9 ila 12 aylıkken bebekler bakış izleme ve sosyal referans becerilerini geliştirir. Bu, bir şeylere odaklanma ve başkalarının dikkatini gözlemleme yeteneğidir. Bu, karşısındaki insanın kendisine zarar verip vermeyeceğini veya güvenli olup olmadığını anlamak için yabancının yüzünü okuma yeteneğidir. Desteksiz ayakta durmaya başlıyor, bazıları hatta yürümeye başlıyor. En az bir kelime söylüyor. Evet ve hayır anlamasını biliyor. Objeleri işaret ediyor.

Yaklaşık 18 aylıkken, göz teması ve jestler aracılığıyla diğer insanların iletişim niyetlerini okuyabilirler. Yardımsız kararlı bir şekilde yürür.

18 ila 24 aylık dönemde çocukların kelime dağarcığında ve iletişim anlayışında patlayıcı bir artış görülür. İkinci yaş gününde çocuk, gülme, gülümseme, başkalarıyla etkileşim kurma, oyuncaklarla oynama gibi iletişim becerilerini artırır.

Bu tahmin edilebilir gelişim süreci ASD’de bozulur. ASD olan çoğu bebek kötü iletişim becerilerine sahiptir. Zayıf göz teması vardır. Onlara bakarken yüz ifadesinde herhangi bir değişim olabilir. Bulunan gevelemeler ve diğer seslendirmeler genellikle ton olarak sıra dışıdır. Ekolali hemen veya gecikmeli olabilir ve ASD olan çoğu çocuk, dil ediniminin erken aşamalarında ekolali kullanır ancak sıklığı zamanla azalır. ASD olan ve spontan dil kullanımı az veya hiç olmayan bir çocuğun reklamları veya filmlerden büyük parçalar veya diyalogları tekrarlama ihtimali yüksektir. Tüm uyarıcılara karşı aşırı duyarlılık olabilir. ASD olan çocuklar enfeksiyonlara ve gıda intoleransına daha yatkındır. Gözleri şaşı veya başka görsel bozukluklar ASD olan çocuklarda bulunabilir. Hiçbir sebep olmadan sık sık ağlar. Kaslar hipertonik (sert kaslar) veya hipotonik (zayıf ve gevşek kaslar) olabilir. ASD olan çocuk oyuna hiç ilgi göstermeyebilir veya bir tür şeyle oynamak için takıntılı hale gelebilir. Belirli şeyler için hıçkırabilir. Faaliyetleri hiperaktif ve saldırgan davranışlarla dolu olabilir. Açıkça ASD çocuğu vücutlarına kıyasla büyük bir kafa yapısına sahiptir. ASD çocuğu havada veya belirli nesnelerde, yerde yalama, kafasını tekmeleme veya vurma gibi sıra dışı davranışlar sergileyebilir.

Okul çağındaki ve sonrası ASD çocukları

Tipik bir çocuk okula başladığında, akıcı bir şekilde konuşabiliyor, zengin bir kelime hazinesi kazanmış ve iyi iletişim becerileri geliştirmiştir. Bu yaşta birçok ASD çocuğunun hala sınırlı dil ve iletişim becerileri vardır. Bu sosyal iletişim eksikliği, ASD çocuğunda gelişim ve öğrenmede önemli bir dezavantaj oluşturur. ASD olan çocuklar ve yetişkinlerin konuşması genellikle garip veya alışılmadık şekilde duyulur ve bu garplık, bozukluğun hemen tanınabilen klinik belirtilerinden biridir.

Otizmin Tedavisi ve Önerileri

Ne yazık ki otizm, ciddi bir durumdur ve tedavisi kolay bir görev değildir. Bir çocuk ne kadar erken tedavi edilirse, prognozu o kadar iyi olacaktır. İnsanları evrenin en karmaşık sistemlerinden biri olarak ele aldığımızdan ve bu zor hastalığı tedavi ettiğimizden, bu işe daha fazla dikkat, adanmışlık ve samimiyet gerekiyor. Daha hızlı iyileşme için Klasik Homeopatik müdahale gereklidir.

Değerli semptomlar, aşıya karşı reaksiyonlar, aile tıbbi geçmişi, termal hassasiyetler ve uyku pozisyonları, bir doktorun ihtiyaç duyacağı çok ayrıntılı bilginin bir parçasını oluşturur. Otistik çocuk stres yaşadığında, buna bir tepki verir. Bu tepki, karakteristik öneme sahip bir semptom veya işaret haline gelir. Gerileme olmadığı sürece veya dil becerileri geride kalmadığı sürece anormallikler belirlenmeyebilir. Asıl meydan okuma, çocuğun hem sözlü (eğer ifade edebiliyorsa) hem de sözsüz olarak ne söylediğini anlamaktır.

Otizm ve Homeopati Tedavisi

Homeopati tedavisi 1700’lü yılların sonunda Alman Doktor Samuel Hahnemann tarafından bilimsel bir çerçeveye oturtularak tüm dünyanın kullanımına sunulmuş doğal ve alternatif tıp tedavisidir. Homeopati tedavisinde hastalık isminden ziyade hastaların gösterdiği semptomlar önemlidir. Yukarıda otizm ile ilgili bebeklerin göstermiş olduğu durumlar gibi semptomlara ek olarak kişinin zihinsel, fiziksel ve duygusal düzeylerindeki gösterdiği tüm semptomlar homeopati doktoru tarafından çok dikkatli bir şekilde tespit edilir ve bunlar bir sistematik içerisinde incelenerek otizmli kişiye uygun, ona özel, bireyselleştirilmiş homeopatik ilaç yani remedi verilerek tedavisine başlanır. Aşağıda otizmin homeopati ile tedavisinde faydalı olabilecek rubrikler yani semptomları listeledikten sonra vaka analizleri devam edeceğiz…

Otizm’in Homeopati ile Tedavisinde Kullanılan Semptomlar

  1. MIND ABSORBED – Zihnin Dalması
  2. MIND ABSTRACTION OF MIND – Zihnin Soyutlanması
  3. MIND ACCIDENT-PRONE – Kaza Eğilimli
  4. MIND ADAPTABILITY, loss of – Uyum Yeteneğinin Kaybı
  5. MIND ALOOF – Uzak Durma
  6. MIND ANSWERING – monosyllables; in – Tek Heceli Cevaplar Verme
  7. MIND ANSWERING – reflecting long – Uzun Süre Düşünerek Cevaplama
  8. MIND ANSWERING – refusing to answer – Cevaplamayı Reddetme
  9. MIND ANSWERING – repeats the question first – Önce Soruyu Tekrarlama
  10. MIND ANTAGONISM with herself – Kendiyle Çatışma
  11. MIND ANTICS; playing – children; in – Çocuklarda Garip Hareketler Yapma
  12. MIND ANXIETY – causeless – Nedensiz Kaygı
  13. MIND ASKING – nothing; for – Hiçbir Şey İstememe
  14. MIND ASKING – same thing; constantly the – time; the – Aynı Şeyi Sürekli Sorma
  15. MIND AUTISM – Otizm
  16. MIND AWARENESS heightened – Artmış Farkındalık
  17. MIND AWKWARD – children, in – Çocuklarda Sakarlık
  18. MIND BEHAVIOR PROBLEMS – children; in – Çocuklarda Davranış Problemleri
  19. MIND BITING – arms; bites his own – Kendi Kollarını Isırma
  20. MIND BITING – children, in – Çocuklarda Isırma
  21. MIND BITING – fingers – Parmakları Isırma
  22. MIND BITING – hands – Elleri Isırma
  23. MIND BITING – himself – Kendini Isırma
  24. MIND BITING – nails – Tırnak Yeme
  25. MIND BITING – nails – children; in – Çocuklarda Tırnak Yeme
  26. MIND BITING – people – İnsanları Isırma
  27. MIND CARESSED; being – aversion to – Okşanmaktan Hoşlanmama
  28. MIND CHANGE – aversion to – children; in – Çocuklarda Değişiklikten Hoşlanmama
  29. MIND COLLECTS many things – Pek Çok Şey Toplama
  30. MIND COMPANY-aversion to-alone, amel; when – Yalnızken İyileşen, Şirketten Hoşlanmama
  31. MIND CONCENTRATION – difficult – children, in – Çocuklarda Konsantrasyon Güçlüğü
  32. MIND CONTRADICTORY – actions are contradictory to intentions – Eylemlerin Niyetlere Zıt Olması
  33. MIND DELUSIONS – absurd, ludicrous – Saçma, Gülünç Sanrılar
  34. MIND DELUSIONS – hearing – illusions of – İşitsel Sanrılar
  35. MIND DESTRUCTIVENESS – children; in – Çocuklarda Yıkıcılık
  36. MIND DEVELOPMENT of children – arrested – Çocuklarda Gelişim Geriliği
  37. MIND DISTURBED; averse to being – Rahatsız Edilmekten Hoşlanmama
  38. MIND DULLNESS – children, in – Çocuklarda Zihinsel Donukluk
  39. MIND EATING – refuses to eat – Yemeyi Reddetme
  40. MIND EXPRESSING oneself – cannot express oneself – Kendini İfade Edememe
  41. MIND FEAR – animals, of – Hayvan Korkusu
  42. MIND FEAR – birds – Kuş Korkusu
  43. MIND FEAR – cats; of – Kedi Korkusu
  44. MIND FEAR – causeless – Nedensiz Korku
  45. MIND FEAR – children, in – Çocuklarda Korku
  46. MIND FEAR – crowd, in a – Kalabalık Korkusu
  47. MIND FEAR – dogs, of – Köpek Korkusu
  48. MIND FEAR – insects; of – Böcek Korkusu
  49. MIND FEAR – narrow place, in – Dar Alan Korkusu
  50. MIND FEAR – people; of – children, in – Çocuklarda İnsan Korkusu
  51. MIND Fearless – Korkusuz
  52. MIND GESTURES, makes – Jestler Yapma
  53. MIND GESTURES, makes – automatic – Otomatik Jestler
  54. MIND GESTURES, makes – awkward in – Sakar Jestler
  55. MIND GESTURES, makes – feet; involuntary motions of the – stamping the feet – Ayakları Yere Vurma
  56. MIND GESTURES, makes – fingers – playing with the fingers – Parmaklarla Oynama
  57. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – buttons of his clothes; plays with the – Giysi Düğmeleriyle Oynama
  58. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – clapping – Alkışlama
  59. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – counting money; as if – Para Sayıyormuş Gibi Yapma
  60. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – covering – face with their hands, but looking through their fingers – children; in – Çocuklarda Ellerle Yüzü Kapatıp Parmak Arasından Bakma
  61. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – covering – mouth with hands – Ellerle Ağzını Kapatma
  62. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – grasping – Kavrama Hareketleri
  63. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – grasping – mouth – everything in the mouth – Her Şeyi Ağzına Götürme
  64. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – spinning and weaving – Döndürme ve Dokuma Hareketleri
  65. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – waving in the air – Havada El Sallama
  66. MIND GESTURES, makes – hands; involuntary motions of the – wringing the hands – Elleri Bükme
  67. MIND GESTURES, makes – repeating the same actions – Aynı Hareketleri Tekrarlama
  68. MIND GESTURES, makes – ridiculous or foolish – Gülünç veya Aptalca Hareketler
  69. MIND GESTURES, makes – strange attitudes and positions – Garip Duruşlar ve Pozisyonlar
  70. MIND GESTURES, makes – talking – while talking; gesticulating – Konuşurken Jest Yapma
  71. MIND GESTURES, makes – tics; nervous – Sinirsel Tikler
  72. MIND GESTURES, makes – violent – Şiddetli Hareketler
  73. MIND GESTURES, makes – wriggling – Kıvranma Hareketleri
  74. MIND HEEDLESS – Dikkatsiz
  75. MIND INCONSOLABLE – children – Çocuklarda Teselli Edilemezlik
  76. MIND INDIFFERENCE – everything, to – Her Şeye Kayıtsızlık
  77. MIND INDIFFERENCE – external impressions; to – Dış Uyaranlara Kayıtsızlık
  78. MIND INDIFFERENCE – external things; to – Dış Nesnelere Kayıtsızlık
  79. MIND INDIFFERENCE – eating – to eating – Yemek Yemeye İlgisizlik
  80. MIND INDIFFERENCE – family, to his – Ailesine Karşı Kayıtsızlık
  81. MIND IMPULSE; morbid – Hastalıklı Dürtüsellik
  82. MIND IMPULSIVE – Dürtüsel Davranış
  83. MIND JUMPING – Zıplama
  84. MIND KICKING – children; in – Çocuklarda Tekme Atma
  85. MIND LAUGHING – involuntarily – İstemsiz Gülme
  86. MIND LOOKED AT; to be – cannot bear to be looked at – children; in – Çocuklarda Bakılmayı Tolere Edememe
  87. MIND LOOKING – sideways – Yan Bakış
  88. MIND MEMORY – active – dates; for – Tarihleri İyi Hatırlama
  89. MIND MEMORY – active – done; for what one has – Yapılanları İyi Hatırlama
  90. MIND MEMORY – active – involuntary remembrance – İstemsiz Hatırlama
  91. MIND MEMORY – active – music, for – Müziği İyi Hatırlama
  92. MIND MEMORY – active – names, for proper – İsimleri İyi Hatırlama
  93. MIND MEMORY – active – narrow field; in a – Dar Bir Alanda Aktif Hafıza
  94. MIND MEMORY – active – numbers; for – Sayıları İyi Hatırlama
  95. MIND MEMORY – active – past events, for – Geçmiş Olayları İyi Hatırlama
  96. MIND MEMORY – active – read; for what one has – Okuduklarını İyi Hatırlama
  97. MIND MEMORY – active – seen; for what one has – Gördüklerini İyi Hatırlama
  98. MIND MONOMANIA – Tek Konuya Takıntı
  99. MIND MOOD – changeable – Değişken Ruh Hali
  100. MIND MOOD – changeable – children; in – Çocuklarda Değişken Ruh Hali
  101. MIND SENSITIVE – surroundings – Çevreye Aşırı Duyarlılık
  102. MIND SENSITIVE – touch, to – Dokunmaya Duyarlılık
  103. MIND SENSITIVE – want of sensitiveness – Duyarsızlık
  104. MIND SPEECH – repeats – same thing; the – Aynı Şeyi Tekrarlama
  105. MIND STRIKING – bystanders, at – Yanındakilere Vurma
  106. MIND STRIKING – children; in – Çocuklarda Vurma
  107. MIND STRIKING – desire – strike; to – Vurma İsteği
  108. MIND STRIKING – himself – Kendine Vurma
  109. MIND STRIKING – himself – knocking his head against wall and things – Kafasını Duvara Vurma
  110. MIND SITTING – inclination to sit – stare – Boş Bakarak Oturma Eğilimi
  111. MIND STARING, thoughtless – Düşüncesiz Bakış
  112. MIND STRIKING – children; in – Çocuklarda Vurma (Tekrar)
  113. MIND SUCKING – objects into the mouth; sucking – Nesneleri Ağzına Alma
  114. MIND TALKING – one subject; of nothing but – Tek Bir Konu Hakkında Konuşma
  115. MIND TIMIDITY – bashful – Utangaçlık
  116. MIND TIMIDITY – children; in – Çocuklarda Ürkeklik
  117. MIND TIMIDITY – public; about appearing in – Toplum Önünde Görünme Korkusu
  118. MIND TOUCHED – aversion to be – Dokunulmaktan Hoşlanmama
  119. MIND TOUCHED – aversion to be – children; in – Çocuklarda Dokunulmaktan Hoşlanmama
  120. MIND TOUCHING – impelled to touch – everything – Her Şeye Dokunma Dürtüsü
  121. MIND TOUCHING – impelled to touch – everything – children, in – Çocuklarda Her Şeye Dokunma Dürtüsü
  122. MIND WEEPING – causeless – Nedensiz Ağlama
  123. MIND WEEPING – causeless – without knowing why – Nedenini Bilmeden Ağlama
  124. MIND WEEPING – children, in – Çocuklarda Ağlama
  125. MIND WILL – contradiction of – İrade Çatışması
  126. MIND UNOBSERVING [= inattentive] – Dikkatsiz
  127. MIND UNOBSERVING [= inattentive] – spoken to, when – Kendisine Konuşulduğunda Dikkatsiz
  128. MIND UNOBSERVING [= non-conformism] – Kurallara Uymama
  129. GENERALS ACTIVITY – increased – Aşırı Hareketlilik
  130. GENERALS ANALGESIA – Ağrı Hissizliği
  131. GENERALS ANALGESIA – Affected parts – Etkilenen Bölgelerde Ağrı Hissizliği
  132. GENERALS ANESTHESIA [= insensibility] – Duyu Kaybı
  133. GENERALS ENERGY – excess of energy – Aşırı Enerji
  134. GENERALS ENERGY – excess of energy – children; in – Çocuklarda Aşırı Enerji
  135. GENERALS FOOD and DRINKS – aromatic drinks – desire – Aromalı İçecekler İsteği
  136. GENERALS FOOD and DRINKS – bananas – aversion – Muzdan Tiksinme
  137. GENERALS FOOD and DRINKS – bland food – desire – Yumuşak Gıdalar İsteği
  138. GENERALS FOOD and DRINKS – chalk – desire – Tebeşir Yeme İsteği
  139. GENERALS FOOD and DRINKS – chocolate – desire – Çikolata İsteği
  140. GENERALS FOOD and DRINKS – coarse food – desire – Sert Gıdalar İsteği
  141. GENERALS FOOD and DRINKS – cooked food – aversion – Pişmiş Yemekten Tiksinme
  142. GENERALS FOOD and DRINKS – crispy food – desire – Çıtır Gıdalar İsteği
  143. GENERALS FOOD and DRINKS – delicacies – desire – Lezzetli Yiyecekler İsteği
  144. GENERALS FOOD and DRINKS – drinks – aversion – İçeceklerden Tiksinme
  145. GENERALS FOOD and DRINKS – dry food – desire – Kuru Gıdalar İsteği
  146. GENERALS FOOD and DRINKS – earth – desire – Toprak Yeme İsteği (Pika)
  147. GENERALS FOOD and DRINKS – farinaceous – agg – Unlu Gıdaların Kötüleştirmesi
  148. GENERALS FOOD and DRINKS – food – aversion – eating – attempting to eat; on – Yemek Yeme Denemelerinde Tiksinme
  149. GENERALS FOOD and DRINKS – food – aversion – eating – little; after eating a – Az Miktar Yedikten Sonra Tiksinme
  150. GENERALS FOOD and DRINKS – food – aversion – seen; if food is – Yemeği Görünce Tiksinme
  151. GENERALS FOOD and DRINKS – food – aversion – smell of – Yemek Kokusundan Tiksinme
  152. GENERALS FOOD and DRINKS – food – desire – worse; which makes him – Kendini Kötüleştiren Yiyecekler İsteği
  153. GENERALS FOOD and DRINKS – fried food – desire – Kızarmış Yiyecekler İsteği
  154. GENERALS FOOD and DRINKS – fruit – aversion – Meyveden Tiksinme
  155. GENERALS FOOD and DRINKS – fruit – desire – Meyve İsteği
  156. GENERALS FOOD and DRINKS – indigestible things – desire – Hazmı Zor Şeyler İsteği
  157. GENERALS FOOD and DRINKS – lime, slate pencils, earth, chalk, clay – desire – Kireç, Taş Kalem, Toprak, Tebeşir, Kil Yeme İsteği
  158. GENERALS FOOD and DRINKS – liquid food – desire – Sıvı Gıdalar İsteği
  159. GENERALS FOOD and DRINKS – milk – aversion – Sütten Tiksinme
  160. GENERALS FOOD and DRINKS – pastry – aversion – Hamur İşlerinden Tiksinme
  161. GENERALS FOOD and DRINKS – pastry – desire – Hamur İşleri İsteği
  162. GENERALS FOOD and DRINKS – raw food – desire – Çiğ Gıdalar İsteği
  163. GENERALS FOOD and DRINKS – solid food – aversion – Katı Gıdalardan Tiksinme
  164. GENERALS FOOD and DRINKS – stimulants – desire – Uyarıcılar İsteği
  165. GENERALS FOOD and DRINKS – strange things – desire – Garip Şeyler Yeme İsteği
  166. GENERALS FOOD and DRINKS – sweets – aversion – Tatlılardan Tiksinme
  167. GENERALS FOOD and DRINKS – sweets – desire – Tatlı İsteği
  168. GENERALS DEVELOPMENT – arrested – Gelişim Geriliği
  169. GENERALS ENERGY – excess of energy – Aşırı Enerji (Tekrar)
  170. GENERALS PAINLESSNESS of complaints usually painful – Normalde Ağrılı Olan Şikayetlerin Ağrısız Olması
  171. GENERALS WALKING – learning to walk – late – Geç Yürüme
  172. HEAD KNOCKING head against things – Kafasını Nesnelere Vurma
  173. HEAD LARGE SIZE – Büyük Kafa
  174. EYE LOOKING – light; at – bright light – Parlak Işığa Bakma
  175. EYE LOOKING – light; at – sun; into the – Güneşe Bakma
  176. EYE LOOKING – long time at something; for a – Uzun Süre Bir Şeye Bakma
  177. HEARING ACUTE – music, to – Müziğe Aşırı Duyarlılık
  178. HEARING ACUTE – noise; to – Gürültüye Aşırı Duyarlılık
  179. HEARING ACUTE – noise; to- rumpling of paper – Kağıt Hışırtısına Duyarlılık
  180. HEARING ACUTE – noise; to- scratching on linen and silk – Kumaş Tırmıklamasına Duyarlılık
  181. HEARING ACUTE – noise; to – slightest noise – En Ufak Sese Duyarlılık
  182. HEARING ACUTE – noise; to – slightest noise – louder noises; not so much disturbed by – Yüksek Seslerden Çok, Hafif Seslerden Rahatsız Olma
  183. HEARING ACUTE – voices and talking – her own – Kendi Sesine Duyarlılık
  184. HEARING ACUTE – voices and talking – her own – loud; seems very – Kendi Sesini Çok Yüksek Bulma
  185. FACE EXPRESSION – vacant – Boş Bakış
  186. NOSE SMELL – acute – Kokuya Aşırı Duyarlılık
  187. NOSE SMELL – acute – flowers – Çiçek Kokusuna Duyarlılık
  188. NOSE SMELL – acute – food – Yemek Kokusuna Duyarlılık
  189. NOSE SMELL – acute – perfumes – Parfüm Kokusuna Duyarlılık
  190. NOSE SMELL – acute – strong odors – Keskin Kokulara Duyarlılık
  191. NOSE SMELL – acute- unpleasant odors – Hoş Olmayan Kokulara Duyarlılık
  192. MOUTH TASTE – acute – Tada Aşırı Duyarlılık
  193. MOUTH TASTE – acute – excessively – Aşırı Tat Duyarlılığı
  194. STOMACH APPETITE – capricious appetite – Kaprisli İştah
  195. STOMACH APPETITE – changeable – Değişken İştah
  196. STOMACH APPETITE – increased – Artmış İştah
  197. STOMACH APPETITE – increased – eating – cannot eat – İştah Artışına Rağmen Yiyememe
  198. STOMACH APPETITE – indifference to food and drink – Yemeğe ve İçeceğe İlgisizlik
  199. STOMACH APPETITE – ravenous – Oburca Yeme İsteği
  200. STOMACH APPETITE – wanting – İştahsızlık
  201. STOMACH NAUSEA – children; in – Çocuklarda Bulantı
  202. STOMACH NAUSEA – food – smell of – Yemek Kokusundan Bulantı
  203. STOMACH NAUSEA – odors – agg – Kokularla Kötüleşen Bulantı
  204. STOMACH NAUSEA – vomit; sensation as if about to – eating – Yemek Yerken Kusacakmış Hissi
  205. STOMACH VOMITING – children; in – Çocuklarda Kusma
  206. EXTREMITIES AWKWARDNESS – Sakarlık
  207. EXTREMITIES AWKWARDNESS – children; in – Çocuklarda Sakarlık
  208. EXTREMITIES AWKWARDNESS – Fingers – Parmaklarda Sakarlık
  209. EXTREMITIES AWKWARDNESS – Lower limbs – stumbling when walking – Yürürken Tökezleme
  210. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Feet – Ayaklarda Huzursuzluk
  211. EXTREMITIES MOTION – Feet – constant motion – Ayaklarda Sürekli Hareket
  212. EXTREMITIES MOTION – Fingers – constant – Parmaklarda Sürekli Hareket
  213. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Feet – Ayaklarda Huzursuzluk (Tekrar)
  214. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Feet – sitting agg – Otururken Ayak Huzursuzluğunun Artması
  215. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Fingers – Parmaklarda Huzursuzluk
  216. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Hands – Ellerde Huzursuzluk
  217. EXTREMITIES RESTLESSNESS – Legs – Bacaklarda Huzursuzluk
  218. EXTREMITIES STIFFNESS – Feet – Ayaklarda Katılık
  219. EXTREMITIES STIFFNESS – Fingers – Parmaklarda Katılık
  220. EXTREMITIES TOTTERING GAIT – Sendeleyerek Yürüme
  221. EXTREMITIES WALKING – backwards – Geri Geri Yürüme
  222. EXTREMITIES WALKING – lifting legs too high – Bacakları Fazla Kaldırarak Yürüme
  223. EXTREMITIES WALKING – shuffling gait – Sürükleyerek Yürüme
  224. EXTREMITIES WALKING – stooped gait – Öne Eğilerek Yürüme
  225. EXTREMITIES WALKING – toes; walking on – Parmak Uçlarında Yürüme

Homeopati ile Tedavi Edilmiş Otizm Vaka Örnekleri

Podophyllumpeltatum ile Tedavi Edilen Otizm Spektrum Bozukluğu- Bir Olgu Sunumu

Autism Spectrum Disorder treated with Podophyllumpeltatum- A Case Report

Otizm, son birkaç on yılda artan bir yaygınlığa sahip olan bir çocuk nörogelişimsel bozukluğudur. Tedavi edilmediği takdirde yaşam boyu devam edebilecek potansiyel olarak engelliliğe yol açan bir hastalıktır. Otizmin temel semptomlarını hedef alan ilaçlar için yapılan araştırmalar halen devam etmektedir. Daha güvenli ve etkili ilaçlar keşfedilmektedir. Yedi yaşındaki bir erkek çocuk, Otizm Spektrum Bozukluğu (ASD) belirtileriyle Ulusal Homeopati Araştırma Enstitüsü Mental Sağlık Alanı’na (NHRIMH) getirilmiş ve bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla Podophyllum adlı homeopatik ilaçla tedavi edilmiştir. Otizmi Değerlendirme Ölçeği (ISAA) kullanılarak şiddet değerlendirilmiştir. Tedavinin başlangıcındaki 110’luk (Orta Derecede Otizm) skor, dört aylık tedaviden sonra 52’ye (Otizm Yok) düşmüş ve bir yılın sonunda yediye inmiştir. Vaka bir yıl boyunca izlenmiş ve çocuğun ilerleyici bir şekilde iyileştiği görülmüştür. Değişimlerin olası nedenleri, Modifiye Naranjo Kriterleri ile açıkça gösterilmiştir. Bu vaka raporu, reçeteye özgü karakteristik semptomların önemini vurgulamaktadır.

Giriş:

Otizm spektrum bozukluğu (ASD), sosyal iletişim ve sosyal etkileşimde eksikliklerle, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize bir nörogelişimsel bozukluktur. Genellikle ilk üç yıl içinde başlar. Dünya Sağlık Örgütü (2019), küresel ASD prevalansını her 160 çocuktan biri olarak bildirmiştir. ABD gibi gelişmiş ülkelerde prevalans, bir on yıl önceki 500 çocuktan birinden 2014’te 68 çocuktan biri ve 2016’da 54 çocuktan biriye çıkmıştır. Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran %0.15 ila %1.01 arasında değişmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde ASD prevalansı bilinmemektedir.

Otizm, yaşam boyu süren bir durumdur. ASD’nin yönetimi, semptomların çeşitliliği, semptomların zaman içinde değişebilmesi ve şiddetinin farklılık gösterebilmesi nedeniyle oldukça zordur.  DSM-V’ye göre, otistik bozukluk, Asperger bozukluğu ve yaygın gelişimsel bozukluklar, iki alanda (sosyal iletişim ve kısıtlı tekrarlayıcı davranışlar/ilgi alanları) hafiften şiddetliye kadar uzanan bir sürekli bozukluk olarak Otizm Spektrum Bozukluğu (299.00) altında birleştirilmiştir.  ASD tedavisi psikofarmakolojik müdahaleler, konuşma ve iş terapilerini içermektedir. Uzun süreli allopatik ilaç kullanımı, özellikle ASD’de sık görülen kalıcı semptomlar nedeniyle yan etkilere ve ilaç bağımlılığına yol açabilir; bu da özellikle sorunlarını ifade edemeyen bu popülasyon için güvenli değildir.

Önceki bazı çalışmalar, homeopatik ilaçların ASD’de etkili olduğunu göstermiştir. Ancak homeopatik prensiplere göre benzeri bulma yaklaşımları açıklanmamıştır. Bu nedenle burada ASD’li bir çocukta bu yaklaşımı göstermek için bir vaka raporu sunulmaktadır.

Vaka Öyküsü:

Yedi yaşındaki bir erkek çocuk, ebeveynleri tarafından NHRIMH Çocuk Psikiyatrisi polikliniğine getirilmiştir. Zayıf iletişim, sosyal etkileşim ve akran oyunu şikayetleri bulunmaktaydı. Göz teması azalmıştı ve duvarlara kafa vurma gibi tekrarlayıcı davranışlar sergilemekteydi. Kağıt yeme alışkanlığı vardı ve başkalarına zarar verme eğilimindeydi. Huzursuz ve hiperaktifti. Semptomlar üç yaşından önce fark edilmişti ancak ebeveynler bunu normal çocukluk muzipliği olarak görmüştü. Anaokuluna gittiğinde öğretmenler, diğer çocuklarla kaynaşmadığı ve onları sık sık yaraladığı için danışmanlık alınmasını önerdiler. Daha sonra bir psikiyatriste başvurdular ve çocuğa uyuşukluk yaptığı için devam edemedikleri bir ilaç verildi. Semptomların ilerlemesi üzerine ebeveynler çocuğu NHRIMH’e getirdiler.

Geçmiş Öykü: Geçmişte başka önemli şikayet yoktu.
Aile Öyküsü: Anne hipotiroidi, baba şaşılık problemi var. Baba tarafındaki büyükanne ve büyükbaba miyokard enfarktüsüne, anne tarafından teyzeleri meme kanserine bağlı olarak öldüler.
Anne Gebelik Öyküsü: Anne iki kez tekrarlayan düşükler geçirdi. İki düşük yaşadıktan sonra gebelik döneminde çok kaygılıydı.
Doğum Öyküsü: Tam süreli sezaryen doğum oldu. Doğum ağlaması mevcuttu ve doğum ağırlığı yeterliydi. Fetal stres vardı ve bebek neonatal sarılığa maruz kaldı.
Gelişim: Annesinin sütüne karşı isteksizdi ve formül mama ile beslendi. Gelişimsel aşamalarının hepsi gecikmişti. Tek başına oynamayı tercih ediyordu.

Fiziksel genel durum: İyi iştah ve susama var. Bağırsak ve idrar düzenli. Tatlılara karşı isteksizlik var. Diş gıcırdatarak derin uyku var. Soğuğa karşı hassas.

Mental genel durum: Çok hassas, azarlandığında hemen ağlıyor. Hamur ve kil ile heykel yapma yeteneği var. Doğaya sevgisi var. Evdeki balıklarının hareketlerini izlemeyi seviyor ve onların yanında zamanının çoğunu geçiriyor. Seyahat etmeyi sever ve araba sürüşleri sırasında neşelidir. Genel muayenede orta düzeyde kaslı ve açık tenli.

Mental durum muayenesi (MSE): Genel görünüm ve davranış: Huzursuz ve anlamsız sözcükler söyleyen, göz teması zayıf bir çocuk. Psikomotor aktivite artmış. Duvara sık sık kafa vurma. Duygu durumu stabil. Dikkat eksikliği, zayıf kişilerarası ilişkiler ve iyi genel bilgi ve zekası var.

Yöntem/Verilen Tedavi:

ASD tanısı Baş Danışman Psikiyatrist tarafından onaylandı. ISAA ile başlangıç değerlendirmesi yapıldı ve skor 110 (Orta Derecede Otizm) olarak belirlendi. Semptomların toplamına (Şekil No.1’e bakınız) dayanarak, çocuğa Podophyllum peltatum 30 doz verildi. Aylık takipler ve müdahaleler Tablo No.1’de gösterilmiştir.

Ay Gözlem ISAA Skoru Tedavi
Başlangıç Zayıf etkileşim ve akranlarla oyun
Göz teması eksikliği, başını duvara vurma tekrarı,
Kağıt yeme, huzursuzluk, aşırı hareketlilik,
Başkalarına zarar verme
110 Podophyllum 30 / 1 doz
2 Hafif iyileşme > 102 Nihilinum – 1 ay
3 Hafif iyileşme > 101 Nihilinum – 1 ay
4 Göz teması ara sıra oluyor, başını vurma sıklığı azaldı,
kağıt yeme yok, başkalarına zarar verme devam ediyor
52 Nihilinum – 1 ay
5 İlk ziyarete göre etkileşim daha iyi, göz teması gelişti,
ara sıra zarar verme
28 Nihilinum – 1 ay
6 Durum sabit 28 Podophyllum 30 / 1 doz
7 Akranlarla oyun zayıf, ara sıra başkalarına zarar verme,
etkileşim önceye göre daha iyi, genellerde iyileşme
23 Nihilinum – 1 ay
8 Belirgin iyileşme. Zarar verme eğilimi yok.
Diğer çocuklarla oynuyor, ama oyun başlatma yok,
etkileşim daha iyi
7 Nihilinum – 1 ay
9 Genel olarak daha iyi 7 Nihilinum – 1 ay
10 Genel olarak daha iyi 7 Podophyllum 30 / 1 doz
11 Genel olarak daha iyi 7 Nihilinum – 1 ay
12 Diğer çocuklarla oyun faaliyetlerine katılma çabası var,
fakat inisiyatif az, göz teması ve iletişim iyi
7 Nihilinum – 1 ay

Bu vakada remedi seçiminde tercih edilen semptomlar aşağıdaki gibidir;

No İngilizce Rubrik Türkçe Karşılığı
1 MIND – ACTIVITY – creative activity ZİHİN – FAALİYET – yaratıcı faaliyet
2 MIND – ANIMALS – love for animals – pet; her ZİHİN – HAYVANLAR – hayvan sevgisi – onları okşamak
3 MIND – SENSITIVE – reprimands, to ZİHİN – HASSAS – azarlanmaya karşı hassasiyet
4 MIND – NATURE – loves ZİHİN – DOĞA – doğayı sever
5 MIND – TRAVELLING – desire for ZİHİN – SEYAHAT – seyahat etme arzusu
6 MIND – AILMENTS FROM – anxiety ZİHİN – RAHATSIZLIKLAR – anksiyete kaynaklı
7 GENERALS – FOOD and DRINKS – sweets – aversion GENEL – YİYECEK VE İÇECEKLER – tatlıya karşı isteksizlik
8 TEETH – GRINDING – sleep, during DİŞLER – GICIRDATMA – uyku sırasında

Sonuç ve Tartışma:

Bu vakada herhangi bir yan etki veya Homeopatik ağırlaşma tespit edilmedi. Otizm semptomlarında ilerleyici bir azalma ve hastanın genel durumunda iyileşme görüldü. Podophyllum ile birlikte başka hiçbir ilaç veya terapi verilmediği için, bu değişiklikler Podophyllum’un etkisine atfedilebilir. Değişimlerin olası nedenleri, Modifiye Naranjo Kriterleri ile açıkça gösterilmiştir (Tablo-2). Önceki çalışmalar tarafından önerilen Otizm spektrumu için yaygın olarak belirtilen ilaçlar arasında Carcinosinum, Natrum Muriaticum, Ignatia, Pulsatilla, Calcarea Carb, Stramonium, Silicea, Calcphos vb. bulunur. Podophyllum önceki hiçbir çalışmada bulunmamıştır. [3] Bu, her çocuğun eşsiz olduğunu vurgulamaktadır. Dolayısıyla bireyselleştirme kavramının otizm vakalarında yüksek değere sahip olduğu ortaya çıkmaktadır.

Podophyllum, acısız olarak fışkıran yeşilimsi, çürük kokulu dışkılama için kanıtlanmış bir ilaçtır. Uyku sırasında istemsiz dışkılamalı çocukluk kolerası ve prolapsus ani vakalarını tedavi etmek için Dr. Clarke tarafından birçok kez kullanılmıştır. [9] Literatürde Podophyllum’un akut çocukluk ishalinde [10] ve yaz ishalinde de etkili olduğu gösterilmiştir. [11] Ayrıca Podophyllum’un nematosit toksisitesi üzerinde etkisi olduğu da kanıtlanmıştır. [12] Ghulam Yaseen’in bir vaka raporu, Podophyllum’un Johnson-Blizzard sendromu gibi genetik bozukluklarda etkili olduğunu göstermektedir. [9] Podophyllum ekstresi olan Podophyllotoxin, kızamık ve herpes simplex tip I virüslerinin replikasyonunu inhibe etmede en aktif bileşen olarak bulunmuştur. [13] Bu vaka, Podophyllum’un aşırı seyreltilmiş formunun otistik semptomlar üzerinde etkili olduğunu göstermiştir, ancak temel olarak homeopati yoluyla iyileşme süreci bireyselleştirme ilkesine dayanmaktadır.

Otistik çocuklar, özel yeteneklere sahip olabilir; bunlara savant beceriler denir. Bu beceriler de farklı otistik çocuklar arasında müzik, sanat, takvim hesaplama, matematik veya mekanik/görsel-mekansal beceriler şeklinde değişebilir ve genellikle olağanüstü hafıza ile ilişkilendirilir. [14] Bu, her çocuğa özgü karakteristik semptom olarak kabul edilebilir. Bu çocuk da heykel yapımı şeklinde yaratıcı aktivite gösteren özel bir beceri sergilemektedir. Çocuğun yaratıcı çalışmaları Şekil-3’te gösterilmiştir.

Homeopatide çok ilginç bir husus, hasta veya geleneksel doktorlar için önemsiz görünen bir semptomun bizim için doğru ilaca işaret eden güçlü bir ipucu olabilmesidir. Hasta bu semptomu söylemeyi atlayabilir veya en sıradan bir şekilde bahsedebilir ve yine de bu semptom çok önemli bir semptom olabilir. [15] Bu durum, Master Hahnemann’in Organon of Medicine Aphorism 153’teki karakteristik semptomlar hakkındaki öğretileriyle uyumludur. Semptomların değerlendirilmesinde altın kural, bir semptom ne kadar tuhaf, garip veya nadir ise o kadar önemlidir.

Çok az sayıda ilaç (Coffea, Podophyllum, Phosphorus, Symphytum) Synthesis repertuarında “Zihin-etkinlik-yaratıcı etkinlik” başlığı altında temsil edilmektedir. Podophyllum ayrıca “Zihin-hayvanlar-hayvanlara sevgi-evcil hayvanlar” (Medorrhinum, Natrum mur, Podophyllum) rubriği altında da temsil edilmektedir. [16] Bu durum, benzeri ilacın seçimini belirlemeye yardımcı oldu.

Sonuç:

Bu vaka, otizm semptomlarını azaltmada bireyselleştirilmiş homeopatik ilaç olan Podophyllum peltatum’un faydalılığını göstermektedir. Gelecekte daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Bu vaka, reçeteye özgü karakteristik semptomların önemini vurgulamaktadır.

Otizm ve Homeopati – Vaka 2

Dört buçuk yaşındaki bir erkek çocuğun vakasını hatırlıyorum. Çocuk iki yaşındayken ebeveynleri gelişimi konusunda endişelenmeye başlamıştı. 20 aylıkken dili, kelimeleri ve ifadeleri kaybetmeye başladı ve artık sadece “ya-ya, ya-ya” şeklinde tekrarladığı bir ifade kullanabiliyor. Daha önce iyi yemek yiyordu ancak şimdi sadece süt, şekerli su ve tatlı içeceklerle ilgileniyor. Artık çatalını kullanamıyor, ince motor becerileri ve kaba motor becerileri geri kalmış durumda, göz temasından kaçınıyor ve sürekli olarak ebeveynlerinden uzak koşuyor.

Oyuncaklarla veya insanlarla uygun oyun oynamıyor, dokunulmaktan hoşlanmıyor, sarılmaktan hoşlanmıyor. Birçok kez parmak uçlarında yürümüş, ayrıca epileptik nöbetler geçiriyor. Bu epileptik nöbetler genellikle korku veya heyecan anlarında ortaya çıkıyor ve annesi özellikle yeni ay ve dolunay evrelerinde bu nöbetlerin arttığını gözlemledi. Ebeveynler, çocuğa homeopatik ilaçlar için bana gelmeden önce çok fazla Ayurveda, Unani ve natüropati tedavisi aldırmıştı. Ayrıca çocuğun Amerika’da yaşayan halası sayesinde Co-enzim Q-10 ve Methyl Vit B12 enjeksiyonları gibi beslenme desteği de verilmişti ama hiçbir şey değişmedi.

Öyküden, ana sorununun değişime karşı zorluklar, geçişlerde zorluklar, şeyler onun istediği gibi yapılmadığında çığlık atmak, heyecanlandığında vücut titremesi veya sallanması, çok kısıtlı dil kullanımı, yani anlamsız kelime ve ifade tekrarları (ekolali) ve dar bir zeka bandı olduğunu anladım. Çocuk, Cartoon Network kanalına aşırı takıntılıydı. Ancak bahsettiğim bu semptomlar otizm için oldukça yaygın ve bu semptomlara dayanarak bir vakayı değerlendirmek veya bir ilaç önermek oldukça zor olduğu için, otizmle veya hastalık süreciyle ilgisi olmayan semptomları bulmaya çalıştım.

En önemli bulgum, çocuğun müziğe karşı duyarlılığıydı. Müzik açıldığında çocuk gerçekten çığlık atıyor ve müzik onu çok rahatsız ediyordu. Çocuk her zaman yalnız oynamayı seviyor, ancak birisi dokunmaya çalışırsa veya yaklaşırsa çocuğu bunu hiç istemiyor. Ayrıca çocuğun köpekler ve kuşlarla ilgili güçlü bir korkusu vardı. Çocuğu incelediğimde saçlarında kepek, pupillerin genişlediği, kulakların arkasında hafif çatlaklar ve diş çürükleri olduğunu gördüm. Çocuk su içirilirken bol miktarda suya ihtiyaç duyuyor, yatağı ıslatma problemi doğumdan beri hiç düzelmemiş, ancak 4,5 yaşına geldiğinde kontrol altına alınmıştı. İdrar kokusu kötümsü ve yaraların iyileşmesi yavaş ilerliyordu.

İlk reçetem Bufo 30C oldu ve zamanla 200 ve 1M dozlara yükselttim. Tedaviye 4 yıldan fazla süre boyunca devam ettim. Ebeveynler bana güzel bir mektup yazdılar; işte mektuptan bazı bölümler: “Çocuğum bana bakmaya, bana gülümsemeye başladı, konuşma yavaş yavaş birkaç kelime ile gelişiyor, çocuk beni kucaklamak ve öpmek istiyor, ellerimi tutmak istiyor, daha önce büyük bir sorun olan geçişler artık hiç sorun değil, ona yeni giysiler alabiliyor ve giydirebiliyoruz, daha önce takıntılı olduğu aktivitelerden daha az takıntı haline geldi, bu ilaçla devamlı ilerleme gösterdi ve her dozdan sonra kesin bir iyileşme görebiliyorduk.”

Otizm ve Homeopati – Vaka 3

İkinci vaka ise ilk danışmanlık sırasında 6 yaş 3 aylık bir çocuğa aitti. Çok kuru, kabarık saçları vardı ve saçları kafatasında dik duruyordu. Annesi, ismimi yerel bir gazetede okuduktan sonra bana ulaştı. Çocuk öğrenme güçlüğü çekiyordu ve gecikmiş dil için konuşma terapisi alıyordu. Soyut kavramları, mesela “üstünde” ve “altında” anlayamıyordu. Kendisini birçok kez ismiyle değil de “BEN” şeklinde çağırıyordu. Göz teması yoktu ve yatak örtülerini çekiştirme veya garip pozisyonlarda oturma ve yatma gibi belirli hareketlerle sürekli istemsiz hareketler yapmaktaydı.

Çok sevgi dolu ve bağımsız bir çocuktu; annesi onu bir yerde bırakmak zorunda kalırsa kolayca ayrılabilirdi. Uyurken uzuvlarını tamamen germeyi tercih ediyor, uyumak için çok zaman harcıyordu ancak bir kez uyudu mu çok derin bir uykuyla uyuyordu. Sabahleyin uyandığında birkaç dakika boyunca esniyordu. Ayrıca ağrılara karşı azaltılmış duyarlılığa sahipti, yani düşerse veya bir kaza geçirirse hemen ağlamıyordu. Yiyecek konusunda annesi onun soğuk su, yumurta, tatlılar için güçlü bir istek duyduğunu ve sebzelerden nefret ettiğini fark etti. Dışkıları koyu, topak halinde ve düğümlüydü, bazen koyun dışkısı gibi bile olabiliyordu. Kaşıntılı anüs problemi vardı, sık sık öksürük ve nezle geçiriyordu ancak akıntılar çok kolay kuruyor ve kabuklar oluşuyordu; nezlesi olduğunda burun tamamen tahriş oluyordu.

Geçmişte atopik egzama, orta kulak iltihabı ve tekrarlayan bademcik iltihabı geçirmişti. Ebeveynler tüm otizm sorunlarının DPT ve KKK aşılarından sonra başladığını düşünüyorlardı. Farklı potanslerde Agaricus reçete ettim, 200’den 1M’ye ve 10M’ye kadar ve bunu sonraki 4 yıl boyunca izledim. Gördüğüm şey sadece otizm sorunlarının değil, aynı zamanda tüm fiziksel problemlerinin çok daha iyiye gitmesiydi: öksürük ve nezle eğilimi, kabızlığı, dışkıları, bağırsakları, iştahı düzeldi ve uyumakta sorun yaşamıyordu.

Annesi tüm tedavi sürecini şöyle tanımladı: “Homeopati sayesinde çocuğum yeniden doğdu; insanların gözlerine bakmaya başladı, artık insanlarla iletişim kuramadığında çok üzülüyor.” Dört yılın sonunda anne bana şunu söyledi: “Oğlumu bana geri verdiğiniz için teşekkür ederim, size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Normal ve konuşkan güzel oğlumun otizmli bir çocuk haline dönüşmesini izlemek acı vericiydi, ancak homeopati sayesinde birkaç yıl içinde artık normal bir çocuk ve mükemmel göz teması var, hatta ben çok meşgulsem bile durup gözlerime bakmam gerektiğini hatırlatıyor.”

Kaynaklar:

  • Autism – a homeopathic approach – Ritu Raj Agarwala BHMS,PGCHFWM (INDIA)
  • Autism spectrum disorder intervention: The scope within homoeopathic system of medicine – Dr. S Poonguzhali and Dr. CS Kanimozhiselvi
  • Autism Spectrum Disorder treated with Podophyllumpeltatum- A Case Report – Sreeja Kudukayil Radhakrishnan Nair, Deepthi Gilla, Mohan Narvelil Devasia
  • Editorial for the month of April 2010 – Dr. Farokh J. Master

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir