Homeopatik Tedavi Yöntemleri

Son güncellenme on Kasım 30, 2021 by Dr. Neslihan Gülmez
Homeopatik tedavi uzun yıllardır kullanılan alternatif tıp yöntemlerinden birisidir. Günümüzde homeopati birçok Avrupa ülkesinde hastalıkların tedavisi için ciddi oranda kullanılmaktadır. Birçok kişi homeopatik tedavilerin gerçekten de tedavi edici olup olmadığını merak etmektedir. Ayrıca en çok merak edilenlerden diğeri ise kişiler üzerinde tam anlamı ile bir indüktif etki yaratıp yaratmadığıdır. Sizlere ilk olarak homeopati nedir? Homeopatik tedavi yöntemlerini aktarmaya çalışacağım. Ardından ise homeopati tedavisinin terapötik etkisi ile homeopatik ilaçlar hakkında bilgiler vereceğim.
Homeopati Ne Anlama Gelir
İlk olarak bu tedavi yöntemi 200 yıl önce Samuel Hahnemann adından bir alman hekim tarafından bulundu (Almanya da bulundu.) homeopati tedavisinde temel ilke benzerlikler kuralına göre oluşur. Bu kural, sağlıklı olan insanlarda belli bir rahatsızlığın semptomlarına sebebiyet verecek, bir maddenin, seyreldilip çok ama çok az miktarlarda verildiği zaman aynı belirti taşıyan hasta kişileri iyileştirmesi esasına dayanmakta.
Aslına homeopati tedavisini yapanlar, vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini kullanya ve bunu doğru ve maksimum oranda kullanabilmeye yoğunlaşırlar. Vücudu bütün olarak güçlendirerek, bütüncül bir tedavi uygulanmaktadır.
Dünya sağlık örgütünün açıklamasına göre dünyada en fazla kullanılarak tercih edilen tamamlayıcı tıp yöntemi homeopatidir. Avrupa nüfusunun neredeyse yarısı homeopatik tedavi görüyor. Ayrıca hekimlerin yarısı homeopatik tedaviyi diğer tedavi yöntemlerinin yanında yapılmasını tavsiye etmekte.
Homeopatide bütüncül bir yaklaşım vardır. Bunun anlamı vücutta var olan bütün bozukluğu ve dengesizliği gidermek için kullanılan bir tedavi biçimidir. Ana amaç zarar vermeden hastalığın köküne inerek tamamen ortadan kaldırmaktır.
Homeopatinin Çalışma Prensibi
Homeopati tedavisinde homeopat hastanın bağışıklık sistemini harekete geçirmeyi planlar. Bunun için hastaya düşük dozlarda ilaç verir. Bu şekilde doğal yollar ile bağışıklık sisteminin harekete geçmesi sağlanır. Bu tedaviyi yapan hekimler ise homeopat adı verilir. Homeopatiye göre hastalıkların hepsinin hem zihinsek hem de duygusal özelleri bulunur. Buda tedaviyi yapan hekime hem zihinsel hem de, duygusal anlamdan hastayı sorgulaması demektir. Bunların yanında hasranın kişisel özellikler ile genel sağlık durumu hakkında hekim bilgi sahibi olmak ister.
Ardından hekim hastaya en uygun olan tedavi yöntemine karar verir. Her hastanın ilaç ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle bütün hastalar ayrı olarak incelenerek değerlendirilmeye alınır. Hastaya reçete edilecek ilaçlar, görülen belirtiler ile mümkün olduğunca ilgili olur. Bu yüzden marketlerde bulunan homeopatik ilaçların üzerinde tedavisi etmesi istenen semptomlar açık ve net olarak yazılmaktadır.
Homeopatik İlaçlar Nasıl Hazırlanır?
Sıklıkla homeopatik ilaçlar yapılırken bitkilerden, hayvansal ürünlerden ve minerallerden yararlanılarak oluşturulur. Homeopatik ilaçlarda genellikle tercih edilenler ise; beyaz arsenik, ezilmiş arı, zehirli sarmaşık, arnika bitkisi olmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse soğan hepimizin gözünü yakar ve sulanmasına neden olur. Bu yüzden alerji tedavisinde bir homeopatik ilaç şeklinde kullanılabilmekte.
Belli bir seyreltilme aşamasından sonra, ilaç hangi maddeden yapılmışsa bu madde kaybolacaktır, yalnızca çok ama çok az bir kısmı kaybolmayacaktır. Kalan bu madde ilacın enerjisi veya ruhu şeklinde düşünülebilir. İlaç ne kadar iyi seyreltilirse o derecede etkinliği de fazla olacaktır. Hekimler potentizasyon adlı işlemin ilacın iyileştirme gücünü ortaya çıkardığını düşünüyor. Homeopatik ilaçlar aşırı derecede seyreltilmeye maruz kalırlar, hatta seyreltime sonunda artık ilacın ana maddesinin moleküllerine bile rastlamak zordur.
Kısaca homeopatik ilaçlar ana maddenin su yada alkolde bir süre bekletilerek ve sonrasında bazı işlemlerden geçerek seyreltilmesi ve çalkalanması ile yapılmaktadır.
Homeopatinin Bilimsel Başarısı
Homeopatinin bilimsel başarısı kanıtlanmıştır. Homeopati belirtileri baskılayıcı özelliğe sahip yöntemler arasında yer almaz. Fakat bu belirtileri tedavi etme özelliği vardır. Homeopati tedavisinde her kişiye kişinin benzersiz bir sağlık durumunun olduğuna ve özel teknikler kullanılarak, doğada var olan benzer ilkeler yardımı ile vücudun hem uyum hem de dengesini sağlıklı şekilde kurmak amaçlanır.
İlgili Haber : Homeopati İle Tedavi Edilen Rahatsızlıklar Nelerdir
Homeopatik Tedavi Yöntemi
Doğru olarak remedinlerin (karışımlar) hazırlanması ve seçilmesi gerçekten zor bir süreçten geçilerek elde edilir. Bütün hastalarda farklı olarak ortaya çıkan semptomlara göre kişiye özel karışımlar elde edilir. Burada tanısı konulan hastalığın adı tam belirleyici özellik taşımaz. Hastada var olan belirtileri detaylı analizler ile bularak ancak hastaya özel bir remedi (karışım) elde edilir. Çünkü her kişinin kendine özel fiziksel ve ruhsal özellikleri bulunur. Kişinin ağzından çıkan her cümle dikkate alınmalıdır. Çünkü şikayetler hakkında söylenen her kelime oldukça değerlidir. Hekim görüşme sırasında hastanın şikayetlerini detaylı olarak not alarak kayıtlarına geçirir. Hekimin gerekli gördüğü sorular üzerinde uzunca kalınabilir, farklı sorular ile detaylandırılabilir.
Homeopatın hastaya yönelttiği sorular diğer tıp hekimlerinin yönelttiği sorulardan hem farklı hem de daha ayrıntılıdır. Sadece şikayetler değil beslenme alışkanlıkları, hastanın kendisini en rahat ne zaman ve nerede hissettiği, kişisel özellikler ve korkuları konusunda homeopatın detaylı soruları olacaktır.
Genellikle akut rahatsızlığı bulunan hastaların karışımları ilk görüşmenin sonunda belli olur. Ancak kronik hastalığı olan kişilerin karışımları homeopatın aldığı notları gözden geçirerek değerlendirmesi ve üzerinde çalışma yaparak hazırlaması gerekir. Hatta bazen kaynak kitaplara bakarak detaylı çalışmalar yapılmaktadır. Çalışma esnasında ise incelemeye aldığı seçenekler arasında elemeler yapar. Bazen ek bilgi gerekebildiği için hasta ile iletişim kurmak gerekebilir. Hastalarda daha sonra homeopatı arayarak ek bilgiler verebilir. Çünkü görüşme sırasında unutulan ve akıllara gelmeyen bilgiler olabilir. Zaten birçok kişi homeopatın sorduğu birçok soruya alışkın olmadığı için unuttukları konular ve atladıkları konular mutlaka olur. Bu nedenle daha sonra iletişime geçmekten çekinilmemelidir.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Samuel Hahnemann göre kahve tüketilmesi, kafuru kokusu, okaliptüs ve nane, homeopatik ilaçların etkisini azalttığı yönündedir.
Son yıllarda kahvenin etkileri tartışma konuları olmuştur. Bazı homeopatın görüsü kahve içilmeli yönündeyken kimisi kahvenin tüketilmemesi yönündedir. Bazı Homeopatlara göre ise kahve içildiğinde taşikardi, uyku sorunları gibi etkilere maruz kalanlar kahveden uzak durmalıdır. Ancak en doğru ve sağlıklı düşünce ise homeopatik tedavi esnasında hasta kahve içtiği zaman belirtileri ve şikayetleri tekrar geri geliyorsa kahveden uzak durulmasıdır. Bu yaklaşım ile kahve kesildikten belli bir zaman sonra belirtiler ve şikayetler tekrardan kayıp olacaktır. Bazı durumlarda hazırlanan karışım tekrar hazırlanarak kullanılması gerekir.
Bunların dışında kalan maddeler ise yine Hahnemann dedikleri yönünde uzak durulmadır. Buna örnek olarak; içeriğinde mentol barındırmayan diş macunlarını kullanmak (çocuklar için olanların içinde yoktur) naneli sakızlardan uzak durulması ve naftalin kokusundan uzak durmaktır.
Ayrıca diş hekimliğinde kullanılan ağız yıkama suları, dişleri parlatma özelliği olan maddeler, uyuşturucu etkiye sahip maddeler de homeopatik tedavide kullanılan ilaçların etkisini ortadan kaldırabileceği bilinmelidir.
Homeopatik tedavinin etkisini olumsuz olarak etkileyerek kaybolmasına neden olan diğer etkenler arasında kortizon barındıran ilaçlar ve antibiyotikler vardır. Kullanılması zorunlu ve acil değilse bu tür ilaçlarında homeopatik tedavi sırasında kullanılmaması gerekir.
Homeopatik tedavide öncelikle hastanın şikayetleri esas olup, hastalığın adı önemli değildir. Aynı hastalıklara sahip kişilere, şikayetlerine özel ve diğer kişinin durumuna özel olarak karışımlar hazırlanır. Buna benzer farklı hastalık tanısı konulmuş hastalara da aynı karışımlardan hazırlanarak kullanmaları istenebilir.