Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğunun (ODD) Homeopati İle Tedavisi (Vaka Analizi)

Son güncellenme on Ekim 20, 2024 by Dr. Neslihan Gülmez

Usefulness Of Homoeopathic Medicine in Oppositional Defiant Disorder (ODD):A Case Report

Özet

Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu (ODD), bir çocuğun öfkeli bir ruh hali, meydan okuyan veya kavgacı davranışlar ve otorite sahibi kişilere karşı kindarlık örüntüsü sergilediği yıkıcı bir davranış bozukluğudur. Çocuğun davranışları genellikle aile içindeki ve okuldaki faaliyetler de dahil olmak üzere günlük rutinini bozar. 18 yaşında bir erkek hasta, öfke ve kincilik belirtileri ile polikliniğe başvurmuştur. Konsültan psikiyatrist bu vakaya Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu (ODD) teşhisi koymuştur. Hastalığın şiddetini değerlendirmek için Yıkıcı Davranış Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği (DBDRS) – ODD maddeleri kullanılmıştır. Değişikliklerin homeopatik müdahaleyle ilişkili olup olmadığını değerlendirmek için Modifiye Naranjo Kriterleri kullanılmıştır. Klinik olarak genel iyileşme görüldü. Başvuru sırasında DBDRS skoru 22 idi. Sepia 200 bireyselleştirilmiş homeopatik ilaç olarak seçildi. Semptomları düzeldi ve taburcu edildi. DBDRS skoru 16 ayın sonunda 0’a düşürüldü. Bireyselleştirilmiş homeopatik tedavinin yıkıcı davranış bozukluğunun yönetimi ve tedavisinde olumlu bir rolü olduğu gösterilmiştir.

GİRİŞ

Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu (KOKGB), sürekli karşı gelme, uyumsuzluk ve düşmanca davranışlar ile sürekli sinirlilik ve öfke ile tanımlanır. Genellikle çocukluk çağında erken bir başlangıç gösterir. Genellikle bir çocukluk bozukluğu olarak kabul edilmesine rağmen, KOKGB yetişkinlikte de devam eder. KOKGB, yaşam boyu işlevselliği yaygın bir şekilde bozarak kişiler arası ilişkilerde ve sosyal işlevsellikte, akademik ve mesleki işlevsellikte ve aile ilişkilerinde zorluklara neden olur. 1 Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabına göre-5 2 , KOKGB tanısı için aşağıdaki belirtilerden en az 4’ünün en az 6 ay boyunca devam etmesi gerekir:

Öfkeli/ Sinirli Ruh Hali

1.Sık sık öfkelenir.

2.Sık sık alınganlık gösterir veya kolayca sinirlenir.

3.Sıklıkla kızgın ve kırgındır.

Tartışmacı/Karşı Gelici Davranış

4.Sık sık otorite figürleriyle veya Genellikle otorite figürleriyle veya çocuklar ve ergenler için yetişkinlerle tartışır.

5. Genellikle otorite figürlerinden gelen taleplere veya kurallara aktif olarak karşı gelir veya uymayı reddeder.

6. Genellikle kasıtlı olarak başkalarını rahatsız eder.

7. Hataları veya yanlış davranışları için genellikle başkalarını suçlar. Kincilik

8. Kinci veya kindar davranır. Son 6 ay içinde en az iki kez kindar ya da kinci olmuştur.

Toplum örneklerinde KOKGB yaygınlık oranı %2 ila 14 arasında değişmektedir.

Bozukluk erkeklerde kızlardan daha yaygındır ve bu oran 3:1 ile 9:1 arasında değişmektedir. Hindistan’da yapılan bir yaygınlık çalışmasında, ilkokul çocukları arasında KOKGB yaygınlığı %7,73 olarak bulunmuş, kız ve erkek çocukların eşit oranda etkilendiği görülmüştür.  Srinath ve arkadaşları, davranım ve karşı gelme bozukluğu için nokta yaygınlığını %1,3 olarak bildirmiştir.

Angold ve arkadaşları tarafından yapılan bir meta-analiz, Davranım Bozukluğu, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), depresif bozukluk ve anksiyete bozukluklarının KOKGB ile birlikte görüldüğünü göstermiştir.  Klinik DEHB örneklerinde tahmini KOKGB yaygınlığı %50 civarındadır ve genel popülasyondan çok daha yüksektir. Kadesjo ve arkadaşları, DEHB’si olan ve olmayan çocukları karşılaştırdıklarında, DEHB semptomlarının şiddeti daha yüksek olan DEHB kombine alt tipinin komorbid grupta daha sık görüldüğünü bulmuşlardır.

KOKGB’nin etiyolojisi ile ilgili çok sayıda risk faktörü bulunmaktadır. Genetik, nöroanatomi ve nörokimyanın rolü öne sürülmüştür. Araştırmalar, ailesel olumsuzluk ile ergen antisosyal davranışı arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur, ancak paylaşılmayan aile ortamı için de mütevazı bir etki bulunmuştur.

Düşük sosyoekonomik statü, çocukların davranış sorunları ile güçlü bir ilişki göstermiştir. Ebeveynlik tarzı da çocukların davranış sorunlarıyla, özellikle de KOKGB ile güçlü bir ilişki göstermiştir. Ebeveynlik davranışı ve sosyoekonomik durum da birbiriyle ilişkili görünmektedir. Aile yaşamındaki ekonomik stres ile ergenlik dönemindeki içe yönelim ve dışa yönelim davranışsal belirtileri arasında bir bağlantı bulunmuştur.

Nöroanatomik bölgeler ile yıkıcı davranışlar arasındaki ilişki halen araştırılmaktadır. Hem meta-analitik hem de anlatısal incelemeler, KOKGB/KB olan bireylerde bilateral amigdala, bilateral insula, sağ striatum, sol medial/superior frontal girus ve sol precuneus gibi bölgelerde daha küçük beyin yapıları ve daha düşük beyin aktivitesi olduğuna dair kanıtlar göstermiştir.

Geçtiğimiz on yıl boyunca, Yıkıcı Davranış Bozuklukları ile ilişkili nörokimya çalışmalarına artan bir ilgi gösterilmiştir. Serotonin büyük ölçüde agresif davranışlarla ilişkilendirilmiştir. Beyin omurilik sıvısındaki serotonin metabolitinin (5-hidroksi-indolasetik asit) düşük seviyeleri, çocuklarda eş zamanlı ve gelecekteki saldırganlıkla ilişkilendirilmiştir. Serotonin ve saldırganlık arasındaki bağlantı muhtemelen nöroanatomik ve nörokimyasal ara bağlantı, yönetici beyin fonksiyonu ve davranışsal düzensizlik arasındaki daha karmaşık bir ilişkiyi yansıtmaktadır. Düşük tükürük kortizol seviyeleri ve artmış testosteron da agresif davranışlarla ilişkilendirilmiştir.

Bazı araştırmacılar, KOKGB’nin iyi prognozlu, nispeten iyi huylu bir bozukluk olduğunu savunmaktadır. Faktör analizi ve diğer çalışmalar, KOKGB’nin davranışsal ve duygusal semptomlarının devam etmesi veya kötüleşmesi durumunda, daha sonra depresyon, anksiyete, DEHB veya davranım bozukluğu gibi davranışsal ve duygusal bozuklukların gelişimini öngörebileceğini göstermektedir.  Hem DEHB hem de KOKGB’si olan bireyler, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde anksiyete ve depresif bozuklukların yanı sıra davranım bozukluğu ve hatta antisosyal kişilik bozukluğu geliştirme riskinin artması açısından, bu bozukluklardan herhangi birine sahip olan bireylerden çok daha kötü bir prognoza sahiptir.

Bu da yüksek aile içi şiddet, işsizlik ve evsizlik oranlarıyla ilişkilidir. Çocukluk ve ergenlik döneminde KOKGB ile ilişkili işlevsel sonuçlar arasında aile içi çatışma, zayıf akran ilişkileri, akran reddi ve akademik zorluklar yer almaktadır. Yetişkinlikte KOKGB ile ilişkili işlevsel sonuçlara dair çok az inceleme yapılmıştır.  Çocukluktaki davranış bozukluklarıyla ilişkili bozukluklar ergenlik ve yetişkinlikte de devam edebilir ve bu da gençleri gelecekte okulu bırakma, madde kullanımı, suç işleme, hapsedilme, suç teşkil eden davranışlar ve erken ölüm gibi durumlarla karşı karşıya bırakabilir. Yıkıcı davranışlar ayrıca annede strese yol açarak kötü ebeveynlikle sonuçlanabilir ve bu da çocukların duygusal zorluklarına daha fazla katkıda bulunabilir.

Yıkıcı Davranış Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği (DBDRS), başta dışsallaştırma bozuklukları olmak üzere bir dizi çocuk psikopatolojisinin teşhis sürecine yardımcı olmak üzere tasarlanmış bir tarama aracıdır. DBD derecelendirme ölçeği Davranım bozukluğu (16 madde), KOKGB (8 madde), DEHB-Dikkatsizlik (9 madde), DEHB-hiperaktivite/ Dürtüsellik (9 madde) belirtileriyle ilgili 45 maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler Davranım Bozukluğu, Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu için 36 DSMIII-R tanı kriteriyle doğrudan ilişkilidir ve tanı kategorileri arasında rastgele sıralanmıştır. Her madde hiç (0), çok az (1), oldukça fazla (2) ve çok fazla (3) arasında değişen dört puanlık bir ölçekte derecelendirilmiştir.

Homeopati için Modifiye Naranjo Kriterleri – Nedensel İlişkilendirme Envanteri, homeopatik bir müdahale ile klinik sonuç arasında nedensel bir ilişki olasılığını değerlendirmek için kullanılmıştır. İlaç ve sonuç arasındaki ilişkinin gücü şu kriterlere göre değerlendirilmiştir: kesin: ≥ 9; muhtemel 5-8; olası 1-4; ve şüpheli ≤ 0. Homeopati, ruhsal bozukluklarda faydalı olan bir tıp sistemidir. Az sayıda vaka raporu yayınlanmıştır ve bu raporlar KOKGB ve CD vakalarının tedavisinde homeopatinin olumlu bir rolü olduğunu göstermektedir.

VAKA SUNUMU

Şikayetler

  • Kolay öfkelenmek
  • Tartışmacı ve inatçı.
  • Küfürbaz
  • Anne-baba ile kavga etme eğilimi
  • Anne-babasını zaman zaman tehdit etme ve vurma.
  • Aile üyelerine karşı kayıtsız tutumlar.

18 yaşında bir erkek çocuk, Güney Hindistan’daki üçüncü basamak bir hastanenin Ayaktan Hasta Bölümüne 1 yıldan beri yukarıdaki şikayetlerle getirilmiştir. 6/10/2017 ile 12/12/2017 tarihleri arasında Yatan Hasta Bölümüne yatırılmıştır.

Mevcut şikayetlerin öyküsü

Çocukluğundan beri ebeveynleri çok katı ve baskıcıydı. Ona özgürlük vermiyorlardı ve o da itiraz etmeden onların emirlerini yerine getirmek zorundaydı. Bu yüzden arkadaşlarını ve istediği gibi eğlenmeyi kaybetmek zorunda kaldı. Çocukluğundan beri meydan okuyan davranışlar göstermeye başladı, ancak şikayetler bir yıldır şiddetlendi.

Ortaokulda okurken bir aşk ilişkisi yaşamış, ancak annesi onu reddetmek için birçok neden göstermiş ve ilişkiyi bırakmak zorunda kalmıştır. Bundan sonra, ebeveynlerine karşı şiddetli bir öfke geliştirdi ve önemsiz konularda onlarla sık sık tartıştı. Onlara karşı çıkmaya başladı ve maddi durumlarını göz önünde bulundurmadan isteklerini derhal yerine getirmeleri için onları zorladı. İstekleri yerine getirilmediğinde, onları öleceği ya da evi terk edeceği gibi tehditler savuruyordu. Anne ve babasını saygısız bir şekilde azarlardı. Zaman zaman onları döverdi. Onu teselli etmeye çalıştıklarında öfkesi daha da şiddetleniyor ve onlara misilleme yaptığını söylüyordu.

Tedavi öyküsü

Henüz herhangi bir tedavi almamış.

Geçmiş hastalık öyküsü

Özel bir şey yok.

Aile öyküsü

Ailede kayda değer bir psikiyatrik şikayet yok.

Yaşam alanı araştırması

Hasta Güney Hindistan’da orta sınıf bir aileden geliyordu. İki çocuktan en büyüğüydü. Ailesi tarafından yetiştirilmiş. Derslerinde orta düzeydeydi. Müfredat dışı faaliyetlere ilgi duymuyordu. Aile üyelerine karşı kayıtsızdı.

Babası ara sıra içki içerdi. Ancak bu nedenle herhangi bir anlaşmazlık çıkarmadı veya aile ortamını etkilemedi. Anne çabuk sinirlenir ve önemsiz şeyler için evdeki herkesle sık sık kavga eder. Her konuda katıdır, bu da çocuğun öfkesini bastırmasına neden olmuştur.

Fiziksel özellikleri

Ekşi aşeriyor. Avuç içlerinde aşırı terleme var. Termal olarak üşüyordu.

Klinik bulgular (mental durum muayenesi başlangıcı) Tablo 1’de gösterilmiştir

S. No Alanlar Tedavi öncesi Tedavi sonrası
1 Genel görünüm ve davranış Bilinçli, çevresinin farkında, bakımsız, saçları dağınık, zayıf yapılı. Rapor: Kurulmamış.
Göz Teması: Sağlanmış
Kişilerarası İlişki: Zayıf
Bilinçli, çevresinin farkında. Bakımlı. Saçları düzgün taranmış. Zayıf yapılı.
Rapor: Kurulmuş.
Göz Teması: Sağlanmış.
Kişilerarası İlişki: İyiye gitmiş
2 Psikomotor aktivite HND HND
3 Konuşma Normal Normal
Ton Sinirli Normal
4 Duygu durumu Uygun Uygun
5 Ruh hali Öznel: Sinirli
Nesnel: Sinirli
Öznel: Ötimik
Nesnel: Ötimik
Düşünceler HND HND
6 Algısal bozukluklar Yok Yok
Halüsinasyonlar Yok Yok
İllüzyonlar Yok Yok
7 Yönelim Zaman, yer ve kişiye iyi yönelimli Zaman, yer ve kişiye iyi yönelimli
8 Hafıza İyi İyi
9 Dikkat ve konsantrasyon İyi İyi
10 Soyut düşünme İyi İyi
11 Yargı Sosyal yargı: Zayıf.
Test yargısı: İyi
Sosyal yargı: İyi
Test yargısı: İyi
12 İçgörü Hastalığı tamamen reddediyor Hastalığının farkında

[/div]

ZAMAN ÇİZELGESİ

Vakanın takibi Tablo 2’de gösterilmiştir.

Sıra No Tarih Semptomlar Homeopatik Reçete
1 06/10/2017 Öfkeliydi. Tartışmacı ve inatçı. Aile üyelerine karşı kaba ve tehditkâr tavırlar. Arada sırada ebeveynlerine vurma eğilimi vardı. Aile üyelerine ilgisiz. Sepia 200/1D haftada bir kez bir ay boyunca verildi.
2 02/01/2018 Kolayca sinirlenme şikâyeti azaldı. İnatçılık ve kaba tavırlar azaldı. Aile üyelerine ilgisizlik azaldı. Ebeveynlerle tartışma arada sırada oldu. Ebeveynlere vurma eğilimi yok. Sepia 200’den 6 doz verildi. Şikayetler hafifleyince ilacı durdurması söylendi ve gerekirse S.O.S olarak devam etmesi istendi.
3 10/04/2018 Tertipli ve düzenli görünüm. Öfke patlamaları azaldı. Ebeveynlere yönelik tehdit ve vurma eğilimi yok. Aile üyeleri ile ilişki düzeldi. Sepia 200/6D tekrar verildi ve şikayetler hafifleyince durdurması söylendi.
4 05/07/2018 İnatçılık ve tartışmacı tavırlar azaldı. Ebeveynlerle ilişkiler düzeldi. Ancak Sepia’yı bırakınca şikayetler tekrar ortaya çıktı, bu yüzden Sepia 1M/3D verildi ve S.O.S olarak placebo takip edildi. Sepia 1M/3D S.O.S olarak verildi.
5 09/10/2018 İnatçılık ve öfke kontrol altında. Tartışma eğilimleri azaldı ancak tamamen durmadı. Sepia 1M/3D reçete edildi.
6 08/01/2019 Şikayetler azaldı. Eski sevgilisiyle karşılaştıktan sonra hayal kırıklığına uğramış ve odasında ağlamış. Sürekli onun hakkında düşünmüş. Natrium mur 200/4D reçete edildi.
7 09/04/2019 Tüm şikayetleri azaldı ve öncekinden çok daha iyi hissetti. Sepia 1M/3D reçete edildi fakat hasta almadı.
8 04/07/2019 Tüm şikayetleri azaldı ve öncekinden çok daha iyi hissetti. Sepia 1M/3D reçete edildi fakat hasta almadı.
9 08/10/2019 Genel olarak daha iyi. Düzenli işine gidiyor ve sosyal ilişkilerde sorun yaşamıyor. Yeterli aile içi ilişkileri var. Sepia 1M/3D reçete edildi fakat hasta almadı.

Hasta, hala düzenli OPD takibinde ve herhangi bir davranışsal şikâyet bildirilmedi. Tamamen ailesel ve mesleki olarak işlevsel hale geldi.

TEŞHİS DEĞERLENDİRMESİ

Danışman Psikiyatrist vakaya Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-V KOKGB kriterlerine göre teşhis koymuştur.

TERAPÖTİK MÜDAHALE

Hastaya bireyselleştirilmiş homeopati ilacı uygulandı. Etken faktör, zihinsel ve fiziksel geneller göz önünde bulundurularak bütünlük oluşturuldu. Sentez Repertuvarı kullanılarak repertorizasyon yapıldı. Repertorizasyon, belirli bir hastalığın “semptomlarının toplamını” alma ve daha sonra bu endikasyonların bir derlemesini kullanarak, verilen hastalık için iyileştirici çareyi bulmak için tıbbi ajanlara çapraz referans verme tekniğidir. Repertorizasyon şeması Şekil 1’de gösterilmiştir.

Bu vakada alınan rubrikler aşağıdaki gibidir;

  1. MIND – CONTRADICTION – disposition to contradict
    ZİHİN – ÇELİŞME – çelişme eğilimi
  2. MIND – AILMENTS FROM – domination – long time; for a
    ZİHİN – ETKİLENMELER – baskıdan kaynaklanan – uzun süre; süresince
  3. MIND – AILMENTS FROM – anger – suppressed
    ZİHİN – ETKİLENMELER – öfke – bastırılmış
  4. MIND – INDIFFERENCE – family, to his
    ZİHİN – DUYARSIZLIK – ailesine karşı
  5. MIND – CONSOLATION – agg.
    ZİHİN – TESSELLER – kötüleşme
  6. MIND – THREATENING
    ZİHİN – TEHDİT ETME
  7. MIND – HATRED – persons – offended him; hatred of persons who
    ZİHİN – NEFRET – kişilere – onu gücendiren kişilere; nefret edilen kişiler
  8. MIND – HATRED – revengeful; hatred and
    ZİHİN – NEFRET – intikamcı; nefret ve
  9. GENERALS – FOOD AND DRINKS – sour food, acids – desire
    GENEL – YEMEK VE İÇECEKLER – ekşi yiyecekler, asitler – istek
  10. EXTREMITIES – PERSPIRATION – Hand – Palm
    UZUVLAR – TERLEME – El – Avuç içi

Sepia, Staphysagria ve Nitrik asit ilk üç ilaçtı. Sepia, aile üyelerine karşı güçlü kayıtsız tutum, kolay kırılan yapı, nedensel faktör, avuç içi terlemesi ve termal soğukluğa dayanarak seçilmiştir. Staph. ilacının öfke ve hakaretin kötü etkileri, bir şeyler fırlatarak öfke patlaması, başkalarının görüşlerine karşı hassas olma gibi etken faktörleri hastanın yapısıyla uyuşmadığından, Staph. ilacından kaçınılmıştır. Bu yüzden Stafilokoktan kaçınıldı.

Nitrik asit hastanın sinirlilik, affetmezlik ve kindarlık gibi semptomlarını kapsamış olsa da, nedensel faktör Nitrik asit tarafından kapsanmamıştır. Sepia 200 CH ve 1M potens reçete edildi ve gerektiğinde tekrarlandı. Hasta semptomatik olarak iyi iyileşti. Arada üzüntüden, hayal kırıklığına uğramış aşkı hakkında düşüncelerden, yalnız kalma isteğinden ve yalnızken ağlamaktan şikayet ediyordu. Bu yüzden kendisine bir doz Nat mur 200 CH reçete edildi. Nat mur, Sepia’nın tamamlayıcısıdır ve hastanın semptomlarını karşılıyordu.

TARTIŞMA

Psikososyal teorisyenler, belirli sosyal stres faktörlerinin veya durumların bozukluğun gelişimine katkıda bulunabileceğini varsaymışlardır. Bunlar arasında çocukla disiplin ve sınır koyma konusunda ebeveyn sorunları (örneğin, çok hoşgörülü, çok katı veya tutarsız), ebeveyn-çocuk bağlanma eksiklikleri veya dürtü bozukluğu olan bir ebeveynle özdeşleşme yer almaktadır. Bu vakada KOKGB psikopatolojisinin gelişmesinin nedeni ebeveyn tahakkümü olabileceği gibi açığa vurulmamış sözel duygular da olabilir. Kişilikteki dengesizlik hastanın sosyal, mesleki ve ailevi yaşamını etkilemiştir.

“İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Canlı canlı gömülürler ve daha sonra daha çirkin şekillerde ortaya çıkarlar.” Bu, psikanalizin babası Sigmund Freud’un anlamlı bir sözüdür. Bu alıntının önemi, bu vaka raporundaki hastanın durumuyla ilişkilendirilebilir. Çocukluğundan beri tahakkümden muzdaripti ve çocuksu arzularını gerçekleştirme şansı hiç olmamıştı. Çocukken, ebeveynlerinin davranışlarını onaylamadığını dile getirememiş veya ifade edememiştir. Annesi, hastanın onlarla duyguları hakkında hiç konuşmadığını açıkladı. Yavaş yavaş, annesi kız arkadaşından ayrılmasında ısrar ettiğinde daha da kötüleşen meydan okuyan davranışlar geliştirdi. Böylece, karşı gelme davranışı istismara, sık tartışmalara ve hatta zaman zaman ebeveynlere zarar verme eğilimine dönüştü.

Yıkıcı Davranış Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği (DBDRS) başlangıçta ve 2 yıl boyunca her altı ayda bir kullanılmıştır. Tedavi başlangıcında 22 puan almıştır. Tedavinin 1,5 yılı içinde kademeli olarak 0’a düşürülmüştür. Ölçeğin değerlendirilmesi Tablo 3’te gösterilmiştir. Bu 2 yıllık süre boyunca hastaya hiçbir ek tedavi verilmemiştir.

Tablo 3: Yıkıcı Davranış Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği- ODD Maddeleri.
Sıra No Alanlar Başlangıç 6. Ay Sonunda 1. Yıl Sonunda 1,5 Yıl Sonunda 2. Yıl Sonunda
1 Yetişkinlerle sık sık tartışır 3 2 1 0 0
2 Genellikle kinci veya intikamcıdır 3 2 0 0 0
3 Sık sık hatalarını veya kötü davranışlarını başkalarına suç atar 3 2 0 0 0
4 Yetişkinlerin isteklerine veya kurallarına aktif olarak karşı gelir veya uymayı reddeder 3 2 1 0 0
5 Genellikle öfkeli ve kinci olur 3 2 0 0 0
6 Başkaları tarafından sık sık alıngan veya kolayca rahatsız olur 2 1 0 0 0
7 Sık sık sinirlenir 3 2 0 0 0
8 Başka insanları kasten rahatsız eder 2 1 0 0 0
TOPLAM 22 14 2 0 0

Tek bir vakanın incelenmesi güçlü bir görüş oluşturmasa da, sonuç cesaret vericidir. Nedensel atıf Modifiye Naranjo Kriterleri kullanılarak belirlenmiş olup, Tablo 4’te verildiği üzere skor 8, yani ‘muhtemel’ olarak belirlenmiştir.

Tablo 4: Vaka Takibi Sırasında Değiştirilmiş Naranjo Kriterleri ile Değerlendirme.
Sıra No KRİTERLER Evet Hayır Emin Değil Vaka
1 Homeopatik ilacın reçete edildiği ana semptom veya durumda bir iyileşme oldu mu? +2 -1 0 +2
2 Klinik iyileşme ilaç alımına uygun bir süre içinde gerçekleşti mi? +1 -2 0 +1
3 Semptomlarda bir alevlenme oldu mu? +1 0 0 0
4 Etkisi, ana semptom veya durumun ötesine geçti mi, yani diğer semptomlar da nihayetinde iyileşti veya değişti mi? +1 0 0 +1
5 Genel iyilik hali arttı mı? +1 0 0 +1
6 (A) İyileşme yönü: Semptomlar, hastalığın semptomlarının gelişme sırasının tersine mi iyileşti? +1 0 0 0
6 (B) İyileşme sırası açısından aşağıdaki iki maddeden en az biri semptomlar üzerinde etkili oldu mu?

  • Önemli organlardan daha az önemli organlara doğru?
  • Bireyin daha derininden yüzeysel kısımlarına doğru?
  • Yukarıdan aşağıya doğru?
+1 0 0 0
7 “Eski semptomlar” (mevsimsel ve döngüsel olmayan ve daha önce çözüldüğü düşünülen semptomlar) iyileşme sürecinde geçici olarak yeniden ortaya çıktı mı? +1 0 0 +1
8 Yüksek olasılıkla iyileşmeyi sağlayan ilaç dışı alternatif nedenler var mıydı? (Hastalığın bilinen seyri, diğer tedavi yöntemleri ve diğer klinik olarak ilgili müdahaleleri göz önünde bulundurun) -3 +1 0 0
9 Sağlık iyileşmesi, herhangi bir nesnel veriyle doğrulandı mı? (DBDRS) +2 0 0 +2
10 Tekrarlanan doz uygulandığında benzer klinik iyileşme sağlandı mı? +1 0 0 0

Homeopatik tedaviden sonra hasta eğitimini tamamladı ve şimdi işine düzenli olarak devam ediyor. Artık işbirlikçi ve hem ailesine hem de çalışma koşullarına uyum sağlıyor.

SONUÇ

Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğunun ilerleyen dönemde davranım bozukluğu ve anti-sosyal kişilik bozukluğuna dönüştüğü görülmektedir. Çocuklar ergenliğe ve yetişkinliğe geçerken davranışsal zorluklarla ilişkili olumsuz sonuçlar göz önüne alındığında, ortaya çıkan bu davranışsal zorlukları erken tespit etmek uygun müdahalelerin geliştirilmesinde kritik öneme sahiptir. Bu vaka raporu, homeopatinin KOKGB’nin tedavisinde umut verici bir sonuç sunabileceğini göstermektedir.

Önemli Not:

Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu konusunda yayınladığımız bu makale, karşıt olma karşıt gelme bozukluğunun (ODD) doğal ve alternatif tedavi yöntemlerinden biri olan homeopati ile başarılı bir şekilde tedavi edildiğini gösteren bilimsel bir makaledir. ODD geçer mi, ODD düzelir mi gibi soruları Google’da araştırdığınızda buradaki vakada olduğu gibi karşıt olma karşıt gelme bozukluğunun homeopati tedavisi ile düzeldiği görülmektedir.

Elbette makale sahibinin de dediği gibi sonuçların bilimsel olarak doğrulanması için başka çalışmalara da ihtiyaç duyulmaktadır.

Karşıt olma karşı gelme bozukluğu için doğal ve alternatif tıp tedavisi çözümü arayanlar için örnek olarak yayınladığımız bu vakada kullanılan homeopatik ilaçlar yani remediler ancak sağlık profesyonelleri yani homeopati eğitimi almış doktorlar tarafından uygulanabilir. Kendi başınıza yapmanız sakıncalı sonuçlar doğurabilir.

Herhangi bir rahatsızlığınız için Dr. Neslihan Gülmezden homeopati tedavisi almak istiyorsanız, iletişim için 0(553) 943 12 01 nolu telefon numarasından randevu oluşturabilirsiniz.

Kaynak:

Usefulness Of Homoeopathic Medicine in Oppositional Defiant Disorder (ODD):A Case Report

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2446647

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir